İstanbul Tabip Odası’nın “Aydınlanma” konulu bir seminer dizisi var. Bu seminerleri dinlediğinizde aydınlanmanın ne kadar tu kaka, akılcılığın ne kadar kötü olduğunu anlayabiliyoruz! Bu kadar konuşma arasında bir seminer dışında (o da çok ölçülü), konuşmaların neredeyse hepsi akıl, bilim, aydınlanmanın aleyhinde. Bu o kadar böyle ki en son Saffet Murat Tura bu duruma müdahale etmek zorunda kalıyor.
2018 yılı Türkiye’sinde 2 saat anlatılan seminerin başlığı Goethe'nin son sözleri olan "Işık daha çok ışık" cümlesine atıf yaparak “Karanlık, Biraz Karanlık!”
Her türlü postmodern klişeyi arka arkaya sıralayıp laf arasında birkaç “iktidar her yerdedir” deyince hem solcu hem de çok radikal olmuş oluyorsunuz!
Termodinamiği, zamanı, fiziği, geometriyi, tıbbı, her şeyi ama her şeyi bilen bu “karanlık övücüsü” konuşmacı, Birgün gazetesinde köşe yazarı olarak sosyalistleri “aydınlatıyor”.
Konuşmacıların birisi de sunucuların "büyük üstad" olarak tanımladığı Hilmi Yavuz.
H. Yavuz'un konuşmasına inansak ve bu ülkede yaşamasak Milli Eğitim Bakanını Auguste Comte, Kültür Bakanını Viyana çevresinden Moritz Schlick sanacağız! Sanki 300 ayrı televizyondan Nihat Hatipoğlu ve arkadaşları bu topluma pompalanmıyor da Russell’lar, Carnap’lar program yapıyor zanneder! Bilmeyen de zanneder ki toplumumuz pozitivizmden kırılıyor, ülkenin her yerinden bilimsel düşünce akıyor!
Diğer konuşmalar da uzun uzun değerlendirilebilir.
*
Tabip Odasının bile aydınlanmayı, aklı ve bilimi savunamadığı yerde N. Hatipoğlu’ndan, siyasal islamcılardan, tarikatların devleti ele geçirdiğinden şikâyet etmek gülünçtür.
*
Bu Cübbeli Ahmet, N. Hatipoğlu, zorunlu imam hatipler falan çok pozitivist, çok aydınlanmacı ve çok akılcı! Hem birçok caminin içinde hala mescit yok!
Ülkenin her yeri o kadar aydınlık ki bıkmışız artık aydınlıktan, akıldan, bilimden, bilimsel düşünceden!
Yeterince karanlık değil zaten…
Karanlık, biraz daha karanlık lazım!
Taylan Kara
Comments