top of page

«DEVRİMCİ VE İŞÇİ OLMAYAN» disk: ÇEVİRİDE KAYBEDİLEN "DEVRİMCİ" VE "İŞÇİ" SÖZCÜKLERİ (Yanıt ve Eleştirilerle Güncellenmiştir)

  • 14 Nis
  • 9 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 6 Eki

Özet:

«Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu», İngilizceye 

«Türkiye İLERİCİ Sendikalar Konfederasyonu» olarak çevrilmiştir.

DİSK, İngilizceye çevrilirken iki sözcük buharlaşmıştır:

1. Devrimci

2. İşçi

*

DİSK, yakın zamana kadar Almanya’da iktidarda olan Alman Sosyal Demokrat Partisi'nin uzantısı olan ve gelirinin %98-99’unun Alman Devleti tarafından karşılanan Friedrich Ebert Vakfı'nın sponsorluğunda «işçi mücadelesi» vermektedir.

**


GÜNCELLEME (29.09.2025)

DİSK’in çevirisiyle ilgili yazıya bazı itirazlar ve eleştiriler geldi. Okurları doğru bilgilendirmek amacıyla bunları yazının altına olduğu gibi ekliyorum.


Yorum ve eleştiriler şöyle özetlenebilir:

1. Bu çeviri bugün ya da yakın gelecekte değişmemiştir, DİSK’in kuruluş yıllarından beri böyle kullanılmaktadır.

2. DİSK'in D'sinin «progressive» olarak çevrilmesi linguistik bir mesele ya da bir çeviri hatası değil antikomünizm koşullarında tarihsel bir mesele ve bir siyasal tercihtir.

Bunun iki temel nedeni vardır:

-En başından beri DİSK, «devrimciliği» reformculuk olarak benimsemiş ve uygulamıştır.

-«Devrimci» sözcüğü DİSK metinlerinde devrimci değil ilerici olarak çevrilmiştir çünkü antikomünist propaganda ile meşruiyetinin zarar görme tehlikesi oluşmuştur.

3."Trade union" işçi sendikası anlamına gelir, ayrıca başına "labor" ya da "worker" eklemek gerekmez.

 **

GÜNCELLEME (3.10.2025)


-Yazıya Aziz Çelik'in iki yorumu

-Ramazan Oruç'un konuyla ilgili önceden yazdığı yazı

-Cem Boybat'ın yorumu

-Mehmet Şafak Sarı'nın yorumu

-Ömer Furkan'ın yorumu

-Sabri Öncü'nün yorumu

-Akif Akalın'ın yazısı

-Yalçın Bayer'in köşe yazısı

-Aziz Çelik'in Y. Bayer'e verdiği yanıtı

-Akif Akalın'ın Aziz Çelik'e verdiği yanıt eklenmiştir.

*

GÜNCELLEME (6. 10.2025)

Zafer Anayurt ve Akif Akalın'ın Yazısı

Adın ne değeri var? DİSK devrimci mi, ilerici mi?

**

 Türkiye’nin en büyük işçi sendiklarından biri olan DİSK'in açılımı, resmi sitesinde "Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu" olarak geçmektedir.

DİSK’in resmi sitesinde, adının altında İngilizce karşılığı olarak "Confederation of Progressive Trade Unions of Turkey" yazmaktadır.

Ancak İngilizce bu ifade, DİSK’in adından oldukça farklıdır.

İngilizce çevirinin tam karşılığı:

"Türkiye İLERİCİ Sendikalar Konfederasyonu"dur.

*

«Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu», İngilizceye 

«Türkiye İLERİCİ Sendikalar Konfederasyonu» olarak çevrilmiştir.

ree

*

DİSK, İngilizceye çevrilirken iki sözcük buharlaşmıştır:

1. Devrimci

2. İşçi

*

Bu salt bir çeviri hatası mıdır?

"Devrimci" sözcüğünün İngilizce karşılığı "progressive" değil "revolutionary" dir.

"Progressive" sözcüğünün karşılığı "ilerici"dir.

"Devrimci" sözcüğü İngilizceye çevirirken bir andan "ilerici" sözcüğüne dönüşmüştür.

İşçi sözcüğü ise HİÇ ÇEVRİLMEMİŞTİR.

BİR İŞÇİ SENDİKASININ ADINDAN «İŞÇİ» SÖZCÜĞÜ KOVULMUŞTUR.

*

DİSK, Türkçede "Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu" iken İngilizcede "Türkiye İlerici Sendikalar Konfederasyonu"na dönüşmüştür.

*

Bu bir unutkanlık mıdır?

Çeviri sırasında "devrimci" ve "işçi" sözcükleri nasıl kaybolabilir?

Türkiye’deki sınıf mücadeleleri tarihinde çok önemli bir yeri olan, genel başkanları da dahil birçok üye ve yöneticisi öldürülen DİSK’in adından «devrimci» ve «işçi» sözcüğü niçin çıkarılmıştır?

 *

«İLERİCİ» SENDİKANIN «ALMAN PARTNERİ»

«Partner» ifadesini ben değil, DİSK’in sık sık işbirliği yaptığı Friedrich Ebert Vakfı kullanmaktadır.

Friedrich Ebert Vakfı'nın sayfasında partner listesinde DİSK de vardır.

*

Birçok etkinlik ve araştırma raporunda DİSK, Friedrich Ebert Vakfı ile işbirliği yapmaktadır.

Örneğin DİSK, «Türkiye İşçi Sınıfı Görünümü 2021» başlıklı raporu Friedrich Ebert Vakfı desteğiyle gerçekleştirmiştir.




*

DİSK’in 2019’da çıkardığı «ILO 100. Yıl kitabı, Çalışma Hakkı ve Çalışmanın Geleceği» adlı kitap Friedrich Ebert Vakfı işbirliği ile çıkarılmıştır.


*

Yine DİSK’in 2022’de çıkardığı»İkinci Yılında Pandeminin İşçilere Etkileri» başlıklı rapor, Friedrich Ebert Vakfı ile birlikte hazırlanmıştır.

**

NE VAR Kİ BUNDA?

«Ne var ki bunda?» diyenler için kısa bir hatırlatma yapmak gerekiyor.

Friedrich Ebert Vakfı, kendi ifadeleri ile Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile «ilişkili» bir vakıftır.


Türkçe wikipedia’da «yakınlığı ile bilinen» ifadesi geçerken İngilizcede «associate» ya da «affiliate» (bağlı, ilişkili, bağlantılı) ifadeleri kullanılır.


SPD, şu an (2025) Almanya’da iktidardaki koalisyon ortaklarından birisidir.

Friedrich Ebert Vakfı’nın gelirinin kaynağı kendi internet sitelerine göre aşağıdaki gibidir:

2015: Toplam gelir: 166 milyon €. 162 milyonu Alman Devleti, 2.7 milyonu Almanya eyaletleri tarafından verilmektedir.

 

2016: Toplam gelir 168 milyon €. 163,3 milyonu Alman Devleti’nden, 2.9 milyonu Alman eyaletlerinden gelmektedir.

2017: Toplam gelir: 177.5 milyon €. 174 milyonu Alman Federal Devleti ve eyaletlerinden gelmektedir.

2018: Toplam gelir: 183 milyon €. 181 milyonu Alman Federal Devleti ve eyaletlerinden gelmektedir.

 

Friedrich Ebert Vakfı’nın gelirinin %98-99’u Alman Devleti tarafından karşılanmaktadır.

Kısacası DİSK, şu an Almanya’da iktidarda olan bir partinin uzantısı olan ve gelirinin %98-99’unun Alman Devleti tarafından karşılanan bir vakıfla işbirliği yaparak «işçi mücadelesi» vermektedir.

*

Vakfa adını veren Friedrich Ebert, sosyalist lider R. Luxemburg’un ölüm emrini veren kişidir.

Bknz:

Rosa Luxemburg'un Katilinin Sponsorluğunda Rosa Luxemburg'u Anmak

 

Taylan Kara

 

Ek okuma ve izlemeler:

Fon almanın sakıncaları nelerdir?

1. AB ve ABD FONLARIYLA ZİHİN İTHALATI VE DÜŞÜNCE İKLİMİNİN DÖNÜŞÜMÜ

2. Fazla zamanı olmayanlar için 3 dakikada fonlanmanın sakıncaları

Yakın Tarihte Aklın İmhası 1: Sosyal "Nanoteknoloji"

**



GÜNCELLEME


DİSK’in çevirisiyle ilgili yazıya bazı itirazlar ve eleştiriler geldi. Okurları doğru bilgilendirmek amacıyla bunları aşağıya olduğu gibi ekliyorum.

 

Yorum ve eleştiriler şöyle özetlenebilir:

1. Bu çeviri bugün ya da yakın gelecekte değişmemiştir, DİSK’in kuruluş yıllarından beri böyle kullanılmaktadır.

2. DİSK'in D'sinin «progressive» olarak çevrilmesi linguistik bir mesele ya da bir çeviri hatası değil antikomünizm koşullarında tarihsel bir mesele ve bir siyasal tercihtir.

Bunun iki temel nedeni vardır:

-En başından beri DİSK, «devrimciliği» reformculuk olarak kavramlaştırmış ve uygulamıştır.

-«Devrimci» sözcüğü DİSK metinlerinde devrimci değil ilerici olarak çevrilmiştir çünkü antikomünist propaganda ile meşruiyetinin zarar görme tehlikesi oluşmuştur.

3."Trade union" işçi sendikası anlamına gelir, ayrıca başına "labor" ya da "worker" eklemek gerekmez.

**

Bu konuyu bu yazıdan çok daha önce ele alan Ramazan Oruç’un yazısı alttadır.

 

 

*

Aziz Çelik’in Yanıtı:

Bu 60 yıl önceki mevzu. Yeni bir şey yok! Bir değişiklik yok! DİSK 1967'den beri İngilizce çeviride progresivve sözcüğünü kullanır. Bu Türkler döneminde de böyleydi, Baştürk döneminde de. Yeni bir şey yok yani. Bunun ayrıntısını DİSK Tarihi kitabında yazdık. Ayrıca trade union işçi sendikası demektir. Ayrıca labour veya worker eklenmez. Labour trade union veya workers' trade union denmez. DİSK'in 'D'sinin anlamı üstüne biraz DİSK tarihine bakmak yararlı olabilir.

 

ree

 

*

Aziz Çelik’in Yanıtı 2:

DİSK'in kuruluşundan kısa bir süre sonra yayımladığı İngilizce bültenin ilk sayfası aşağıda. Görüldüğü gibi burada DİSK'in D'si "progressive" olarak çevrilmiştir. "Progressive" ifadesi hem Kemal Türkler hem Abdullah Baştürk döneminde hem de daha sonrasında hep aynı şekilde kullanılmıştır. Bu kullanım hiç değişmemiştir. Ben de DİSK'in kuruluşundan beri tercih ettiği bu çeviriyi çeşitli çalışmalarımda DİSK'in açık adının İngilizcesi için kullanıyorum. Güncel bir eleştiri yaparken tarihi olguları doğru aktarmak lazım. Acele yargılara varmadan önce tarihi olgulara bakmakta yarar var. Aksi tahrifata yol açabilir.

ree

 

 

 

**

Cem Boybat’ın Yorumu:

Aziz hoca "trade union" konusunda haklı. Trade union, işçi sendikası demek. Buradaki "trade" ise ticaret değil; iş, meslek, zanaat anlamına geliyor. "Labor union" daha çok ABD'de kullanılıyor; Avrupa merkezli kuruluşlar (ITUC, WFTU, TUC) genelde "trade union"u tercih ediyor. Ama "devrimci", "ilerici" demek değildir. Temel ve kökten bir değişikliği ifade eder ve "progressive" bu anlamı karşılamaz. "Revolutionary" karşılar. Aziz hocanın DİSK Tarihi'nden paylaştığı bölümden, DİSK'in soğuk savaş döneminde batı sendikaları nezdinde meşruiyet kaybetmemek için "progressive" sözcüğünü tercih ettiğini anlıyorum açıkçası.

 

 

*

Mehmet Şafak Sarı’nın Yorumu:

Beğenelim beğenmeyelim, tarihi olguları bilerek ya da bilmeden çarpıtılmasına izin vermememiz gerek. Politik eleştiriyi olmayan bir şeyden temellendirmek doğru bir yaklaşım değil DİSK, İngilizce kısaltmasını kuruluş döneminden beri böyle kullanıyor. Yeni bir durum değil bu.

**

Ömer Furkan’ın Yorumu:

DİSK'in kendi ingilizce çevirisi kuruluşundan beri yaklaşık 60 yıldır böyle. Yeni bir şey değil. DİSK'i bugün eleştirebilir, "yerden yere vurabilirsiniz" ama zerre tarih bilmeden çıkıp bu şey yeni bir şeymiş ve bir tek siz bunu keşfetmişsiniz gibi feveran etmek çok acayip çok.

 

**

Sabri Öncü’nün Yorumu:

Bunlar şaşırtmıyor. 1967’de kurulup 12 Eylül darbesiyle 1980’de kapatılan (bu kapatılma bir yapısal reform) DİSK ile 1992’de yeniden açılan DİSK’i karıştırmamak gerekir. İlk DİSK mücadeleci, şimdiki DİSK uysal, uzlaşmacı. İçinde birkaç mücadeleci sendika olmasa Türk-İş’ten çok farklı değil. Sermaye emeğe böylesi saldırırken emeği savunup karşı saldırıya geçebilecek sendika kalmadı memlekette. Yaklaşık bir düzine kadar mücadeleci bağımsız sendika ortaya çıktı ama onlar da çok küçük ve büyümeleri engelleniyor.

 

 **

Akif Akalın'ın Yorumu:

Aziz Çelik “Ayrıca trade union işçi sendikası demektir. Ayrıca labour veya worker eklenmez. Labour trade union veya workers' trade union denmez” diyor.

Çok haklı fakat Taylan Kara yazısında “trade union” ifadesinin başına “labour” veya “workers'” gelmeli demiyor ki.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu pekala Confederation of Revolutionary (veya haydi Progressive olsun) Labo(u)r (veya Workers') Unions of Turkey olarak çevrilebilir.

Buna örnekler vermek gerekirse:

National Labor Union (NLU): ABD'nin 1866'da kurulmuş ilk işçi sendikası

American Federation of Labor and Congress of Industrial Organizations (AFL-CIO)

Canadian Labour Congress (CLC)

Amazon Labor Union (ALU): 2022 yılında New York'taki Amazon depolarında çalışanlar tarafından kurulan bir sendika

Workers' Union (WU): 1898 yılında kurulan genel işçi sendikası, 1910'larda Birleşik Krallık'ın en büyük genel sendikalarından biriydi, ancak 1920'lerde geriledi ve 1929'da diğer sendikalarla birleşti.

Free Workers' Union (Freie ArbeiterInnen-Union, FAU): Almanya ve İsviçre

Maruti Suzuki Workers Union (MSWU): Hindistan

Mexican Electrical Workers Union (MEWU)

**

Yalçın Bayer'in Hürriyet gazetesindeki Yorumu:


DİSK’E BU TERCÜME YAKIŞMADI

SON yıllarda sayıları giderek azalan aydın türünün en üretken isimlerinden Taylan Kara DİSK’in, İngilizce sitesindeki metinden ‘devrimci’ ve ‘işçi’ sözcüklerini çıkardığını ve sendikanın isminin ‘Türkiye İlerici Sendikalar Konfederasyonu’ olarak belirtti. Kara bunun açık bir çeviri hatası olduğunu bildirerek, buna tepki gelmemesini şaşkınlıkla karşıladığını söyledi.

**

Aziz Çelik'in Yalçın Bayer'e Yanıtı:

Bak sen şu DİSK'in yaptığına!

@Yalcinbayer

eksik bile yazmış! Gözden kaçmasın! DİSK adından sadece "devrimci" ve "işçi" sözcüklerini çıkarmamış. Daha da ileri gitmiş! DİSK İngilizce adını Türkiye İlerici Ticaret Birlikleri Konfederasyonu yapmış aslında! (Confederation of Progressive Trade Unions of Turkey!). "Trade" ne ticaret! "Union" ne? Birlik: "Trade Unions" ne? Ticaret birlikleri. Olacak iş mi! Ve kimsenin de ruhu duymamış bunu!

İzahı olmayan şeyin mizahı olur!

(Açıklama: Buraya kadar yazdıklarım ironi içerir! Trade union sendika demek tabii. Ancak bağlamsal çeviri bilmeyenler mot à mot çevirenler "ticaret birliği" diye saçmalar). Bu iddianın, Yalçın Bayer'in köşesine taşıdığı konunun gerçekle alakası yok. Üstelik yazıda geçen iddia sahibi daha sonra bu gönderisini sildi. Bir emek tarihçisi olarak net biçimde yazayım: DİSK adından ne devrimci ve de işçi sözcüğünü çıkardı. DİSK baştan beri devrimci sözcüğü için İngilizce olarak progressive sözcüğünü kullandı. Bu Türkler döneminde de böyleydi Baştürk döneminde de sonrasında da. Hiç değişmedi, tartışma konusu bile olmadı! Burada bir çeviri hatası yok. Mot à mot değil bağlamsal bir çeviri var! Bu da DİSK kurucularının sendikal politika tercihi. DİSK kuruluş felsefesine uygun olarak devrimci sözcüğünü "ihtilalci" manada değil "inkılapçı" manada kullandı. O nedenle kurucular progressive sözcüğünü tercih etti. DİSK 1961 Anayasası manasında devrimci olduğunu kuruluş bildirisinde açıkça yazdı. Yani kurucular DİSK'in D'sini daha kuruluşta "inkılapçı" olarak tanımladılar. Bunda hem soğuk savaş koşullarının etkisi oldu hem de DİSK'in devrimcilik tanımının. DİSK kurucuları DİSK'i ihtilalci bir sendika olarak tanımlamadı. DİSK'in hiçbir belgesinde böyle bir betimleme veya tasvir yok. Rakipleri, Tük-İş ve ABD sendikaları DİSK'in D'sini İngilizceye revolutionary diye çevirirken DİSK ısrarla progressive sözcüğünü kullandı. Konuyu bilmeyenler Baştürk'ün savunmasını da okuyabilir. DİSK Amerikan sendikacılığına karşı Batı Avrupa sendikacılığını, sınıf esaslı sendikacılığı esas aldı. DİSK'in belgelerini bilenler bu gerçeği bilir. Progressive sözcüğü bir çeviri hatası değil, esasa ilişkin bir tercihin sonucu oldu. Üstelik yeni de değil 58 yıldır böyle. Bu tercihi eleştirebilirsiniz, tartışabilirsiniz ama tarihsel olguları çarpıtmaya gerek yok. DİSK'in adından bir şey çıkarılmadı. DİSK'in politikalarını eleştirmek başka birşey tarihsel olguları tahrif etmek başka bir şey! Polemiğin iğvasıyla tarihsel olguları çarpıtmaya gerek yok. Bu konu üstüne onca yazı yazmış, konuyu birincil kaynaklardan araştırmış ve yazmış bir emek tarihçisi olarak ciddi bir gazetecinin böyle asparagas konuları köşesine taşımasından hicap duyuyorum. Konunun muhatabı DİSK. İnsan DİSK'e sorar değil mi? DİSK tarihi üstüne çalışan, kitap yazan insanlar var. İnsan onlara sorar değil mi?

Ayrıca DİSK tarihi ile ilgilenler için editörlüğünü yaptığım üç ciltlik ve 2500 sayfalık kitap da şurada:

**

Akif Akalın'ın Aziz Çelik'e Yanıtı:

Kuşkusuz Aziz Çelik'in “ihtilalci” ve “inkılâpçı” sözcüklerini yanlış kullanması, “revolutionary” sözcüğünün Türkçesinin ihtilalci ve “progressive” sözcüğünün Türkçesinin inkılâpçı olduğunu söylemesi ciddi bir hatadır.


Cambridge İngilizce – Türkçe sözlük, “revolutionary” sözcüğüne Türkçe karşılık olarak “ihtilalci” değil, “inkılâpçı” sözcüğünü vermektedir. Dahası “progressive” sözcüğünün Türkçeye Çelik'in yaptığı gibi “inkılâpçılık” olarak çevrilmesi mümkün değildir.

Cambridge sözlüğü progressive sözcüğüne Türkçe karşılık olarak “ilerici” sözcüğü vermektedir (başka karşılıklar da var fakat kesinlikle “inkılâpçı” yok). İhtilalci sözcüğünün İngilizce karşılığı ise (siyasi) “insurgent” olarak kullanılır.


Elbette Aziz Çelik'in “açıklaması” içinde doğru yanlar var, fakat kavramlar çorba haline gelince, zaten anlaşılması güç olan anlamları tamamen yitip gidiyor.

Yine Çelik “...“devrimci”nin karşılığı olan “revolutionary / révolutionnaire” sözcükleri o dönem Avrupa’daki komünist partilerin daha solundaki siyasi çevreleri tarif etmek için kullanırken, “ilerici” sıfatı sosyal demokratlardan Avrupa komünizmini benimseyen ve sol yelpazede yer alan siyasal sendikal akımlar için kullanılmaktaydı” ifadesine bir kaynak göstermemiş. Bunun da gerçeği yansıtmadığına ilişkin birçok örnek vermek mümkün, fakat uzatmaya değmeyeceğini düşünüyoruz.

Aziz Çelik'in linguistik hatalarının anlam ve önemini Mete Kaan Kaynar'ın “Türkiye'nin 1960'lı Yılları” başlıklı kitabında görüyoruz. Mete Kaan Kaynar'a göre,

“Türkiye siyasetinde ve Türkçede devrim kadar netameli kavram az bulunur. Siyasetten spora, teknolojiye, müziğe neredeyse her alana sirayet eden bu kavram; amiyane tabirle beğenilen, arzulanan, istenilen yöndeki herhangi bir değişimi ifade etmek için rahatlıkla kullanılabilir”.


Yine Kaynar'a göre batı dillerinde “revolution” sözcüğüne yüklenen anlam, Türkçe eski “inkılâp” sözcüğüne yüklenen anlama benzerken, bugün kullandığımız “devrim” sözcüğüne yüklenen anlama çok yakın değildir. 1930'lu yıllarda Türkçede “dönüşüm” anlamı taşıyan inkılâp sözcüğü, “devirme” anlamı taşıyan devrim sözcüğüne evrilirken bir anlam kayması olmuştur.

“... Marksist düşüncede revolution kavramının -tam da 27 Mayıs Darbesi'nde olduğu gibi- silahlı güce sahip bir örgütlü grubun (TSK'nin) mevcut hükümeti, devirmesi, indirmesi, düşürmesi, alaşağı etmesi ile alakası olmadığı aşikardır ... devrim, devirmeyi gerektirir; ama devrim (devirmek) ve devrim (revolution) eşanlamlı kelimeler değildirler. Türkiye'de ise -Marksizm ve sosyalizm ile ilgili teorik tartışmalar bir yana- ne yazık ki neredeyse aynı şeyleri ifade etmek için kullanılacaklardır”.

Akif Akalın


**

Zafer Anayurt ve Akif Akalın'ın Yazısı

Adın ne değeri var? DİSK devrimci mi, ilerici mi?

 
 
 

Yorumlar


bottom of page