top of page

CENGİZ ÖZAKINCI’NIN AZİZ NESİN KONUSUNDA YAZMADIKLARI

1. Soner Polat’ın Aziz Nesin’le ilgili yazısından sonra 1000 sayfadan fazla kitap-yazı okudum.

Cengiz Özakıncı’nın “Derin Yahudi” kitabının 156. sayfasında geçen ve S. Polat’ın yazısında olduğu gibi aldığı söz ettiği kısım alttaki ikinci fotoğraf..

S. Polat’ın böyle bir kitabı kaynak göstermesi ÇOK GÜLÜNÇ, çünkü bu kitap bir kurgu-roman. S. Polat bir roman karakterinin ağzından çıkanları referans gösteriyor! S. Polat’ın iddiası romanda Tankut karakterinin şu sözleri:

“Türklerin %60 ı aptaldır” sözü var ya, bu söz ilk kez kendisine Almanlarca Onursal Doktorluk verilmesi sürecinde, ödül raportörü Alman Profesör Essinger’le yaptığı söyleşide çıkıyor Aziz Nesin’in ağzından.”

H. Essinger’in söyleşisini daha önce paylaşmıştım, bu söyleşinin HİÇBİR YERİNDE BÖYLE BİR CÜMLE YOK! Bu açıkça yanlıştır. Soner Polat ve Cengiz Özakıncı’nın verdiği bağlamda ise (Ödül için halkını aşağılayan yazar, Alman ajanı iması) AÇIKÇA BİR İFTİRADIR.

*

2. C. Özakıncı’nın iddialarının iki temel metni var: İlki Nomos ve Aydın adlı kitabı. Bu kitapla ilgili notlarım

İkincisi ise C. Özakıncı’nın bu makalesi.

*

3. C. Özakıncı Aziz Nesin’in söyleşisini bağlamından tamamen kopararak kötü niyetli bir okuma yapıyor. Şöyle bir örnek vereyim:

-Özakıncı’nın metninde A. Nesin şöyle diyor:

"Bizim kültürümüz falan yok".

Bunu diyor mu gerçekten?

Evet diyor.

Ama birkaç satır sonra şunları da diyor:

"Bir kültürümüz yok dersem, yanlış tabii. Kültürsüz bir toplum olmaz. Burda kültür ile, çağcıl kültürden söz ediyorum. Yoksa kültürsüz toplum olmaz.

C. Özakıncı bu kısmı vermeden sadece ilk kısmını yazıyor.

*

-C. Özakıncı makalesinin 17. sayfasında A. Nesin’in ağzından alıntı yapmış: (Türkiye'nin Avrupa Topluluğuna)

Entegre olmasını istiyorum Türkiye’nin, istemiyor değilim. Bu yolda çalışmak gerekir

Ama o cümleden hemen sonra şunları da diyor:

"entegre olmak onlar gibi olmak, onlara uygun olmak anlamına gelmez. Kendi kişiliğiniz olacak, kendi varlığımız olacak, çağcıllığımız olacak. Bu çağcıllık şu: Olaylara biz birşey katacağız, bir değişme, ufacık birşey, hiçbir şey katmıyoruz, katamıyoruz. Korkunç üzülüyorum bu duruma.""

C. Özakıncı ilk kısmı alıyor, devamını almıyor.

C. Özakıncı’nın birçok alıntısı bu örneklerden oluşuyor; bağlamından kopararak, devamını söylemeyerek bize bir Aziz Nesin profili çıkarıyor.

*

4. Okurlara önerim, Aziz Nesin’in bu söyleşisinin tam metnini C. Özakıncı’nın alıntılarından değil kendilerinin okuyup karar vermeleridir. Bu söyleşiyi okursanız, BİR ÖDÜL İÇİN ALÇAKLAŞAN BİR YAZAR DEĞİL halkı için acı çeken, kendini tırmalayan ve bu nedenle zaman zaman ağır sözler söyleyen ama bu sözleri HERKESE SÖYLEYEN bir yazar var.

Söyleşinin genişçe bir kısmı bu metinde:

*

5.

C. Özakıncı “ödül için Türkleri aşağıladı” dediği söyleşide A.Nesin’in Almanya için söylediklerini tamamen görmezden geliyor. Bir ödül için halkını aşağılayan birisi, ödül alacağı ülkeye bunları söyler mi, okuyun siz karar verin:

"Örneğin kimyasal silahları ele alalım. Irak’a kimyasal silahlarını, fabrikasını kuran Alman şirketleriydi. Alman şirketleri bunu yapmasa, Almanya böyle zengin ülke olamazdı; zengin olmayınca sosyal adalet olmaz. Orda kıyamet kopacak, patlama olacak. Almanya’da sosyal adaletin ortaya çıkması, Üçüncü Dünya insanlarının açlıktan ölmesi ile oluyor; başka türlü olmuyor. Bunu Almanlara anlatmaya çalıştım. Esas sorun bu, etik burda.” S 150.

-

“(...) Alman aydınları, namuslu aydınlar, Fransız aydınları, İngiliz aydınları ne yapıyorlar? Günah çıkarıyorlar. Sudan’daki aç çocuklara süt tozu götürüyorlar. Önce çocukları aç bırakıyor, sonra süt tozu götürüyor. Hükümet bunları aç bırakıyor, aydınlar da süt tozu götürüyor. Hükümet yardım ediyor, yardım paraları topluyor Kürtlere, şunlara bunlara. Ama niye onlar öyle olmuş? Ne oldu da onlar öyle oldular? Ve burada büyük bir kandırmaca var. İşte etik burada aslında. Ve orada da, Türkiye’de böyle oluyor.” Sf 150

-

Bizim büyük zenginlerimiz var. Türkiye dünya çapında geri ama bizim büyük kapitalistlerimiz dünyada sayılı. Koç, Sabancı daha böyle niceleri. Onlar ne yapıyorlar? Örneğin verem hastahanesi açıyorlar. Oraya kim gidecek? Verem ettikleri işçi gidecek. Ya da aç bıraktıkları insanların çocuklarına okul açıyorlar, yurt açıyorlar. Amaçları ne? Ne olacak, bu dünyada çok rahat yaşayacakları gibi, öbür dünyada da cennete gidecekler.

İşte Almanlar böyle, Fransızlar da böyle. Önce insanları aç bırakacaklar, kazandıkları parayla onlardan bir kısmını kendi amaçları doğrultusunda okutacaklar. Bunlar yurtları ve vakıfları, bunun için yapıyorlar. İyiliği en çok onlar yapıyor. Vakıf kuruyor, yurt kuruyor. Her yerde, Eskişehir’de orda burda, zengin paralar akıyor. 'Ne kadar iyi adamlar, ne kadar iyilik ediyorlar' dedirtiyor ve dedirtmek istiyorlar. Peki etik mi bu?" Sf 151

-

Alman Hükümetinin görevi ne olacak? Her zaman ki yaptığını, çok daha sessizce sürdürmek, sessizce dışarıya silah satmak, kimyasal silah, her tür devlet her hükümet gibi. Örneğin İsviçre hükümeti, Irak savaşından ötürü Türkiye’ye silah satmaktan vazgeçmiş, şimdi savaş bitti diye silah satım ve alımına izin vermiş. Yani bundan daha utanmazca, namussuzluğunu itiraf etmek olabilir mi?” S 213.

-

“Tarih boyunca savaşmamış bir ülke (İsviçre); silah fabrikası var, silah satıyor. Ve Türkiye’ye şimdi silah alabilirsin diyor. Sen kimsin? Senin silahla işin ne? Hani sen, sütlen çikolata ilen geçiniyordun. Bütün İsviçre insanları inek olsa, o kadar süt ve çikolata üretemez, geçinemez. Orada kaçakçılık içinde, gizli namussuz iktidardaki insanların paralarının bankaya konduğu ve onunla geçindiği, onunla sosyal adalet olduğu, onunla uygarlık olduğu ortada değil mi?” S 213

Söyleşide Avrupa ülkelerine yönelik bu ve benzeri birçok ağır eleştiri de var.

Bunlar Batı övgüsü müdür? Bunlar bir ödül için ödül alacak ülkeye söylenecek sözler midir?

Hangi “müstemleke aydını” bu tür sözler söyler? C. Özakıncı, çizmeye çalıştığı Aziz Nesin profilinde bu sözleri nereye oturtuyor?

*

6. C. Özakıncı Erich Honecker konusundan hiç söz etmeyerek bir çarpıtma yapıyor. Bu ödülün verilmemesinin esas nedeni bu çünkü.

Darmstadt Üniversitesi onursal doktora işlemlerini 8 Şubat 1990’da başlatmıştır.

Bölümün kurulu 2 Mayıs 1991’de bunu oybirliğiyle kabul etmiştir.

A.Nesin, E. Honecker’i vakfına davet eden telgrafları 23 Aralık 1991’de çekmiştir.

Darmstadt Üniversitesi Senatosu 1 Haziran 1992’de unvanının verilmesini REDDETMİŞTİR.

Ödülün vermekten VAZGEÇMELERİNİN NEDENİ AÇIKÇA HONECKER OLAYIDIR. Honecker olayından sonra üniversite mensuplarının ve A. Nesin’in bu konuda birçok yazışması, A. Nesin’den açıklama istemeleri, A. Nesin’in açıklamaları vardır. Sayfalarcadır.

Merak edenler "Onursal Doktor Olamamanın Büyük Onuru" kitabında bunları bulabilirler.

Sadece iki alıntı verelim:

Aziz Nesin:

“Honecker’e telgraf çektiğim için Darmstadt Üniversitesi bana onursal doktora vermekten vazgeçmiş. “ Sf 110.

Yine Prof. Dr. Helmut Essinger:

“Kohl ve Gorbaçov’a Honecker ile ilgili yollamış olduğunuz mektubun veyahut telgrafın verilen kararda önemli bir rol oynamış olması da ilginç” Sf 111

*

7. A. Nesin’in “%60 aptaldır” ifadesi bilimdışı bir ifadedir, bir serzeniştir, hiçbir zaman kullanmadım ve de doğru bulmadım.

C. Özakıncı'nın “Nomos ve Aydın” kitabında A. Nesin’in birçok tutarsızlığını, iniş çıkışlarını, dün “a” dediğini bugün “b” dediğinin birçok ikna edici kanıtı var.

SONUÇ:

Ancak C. Özakıncı A. Nesin’den bir “müstemleke aydını”, Alman ajanı, “ödül için halkını satan bir alçak” çıkarmaya çalışıyor.

Bu A. Nesin’e İFTİRADIR.

C. Özakıncı A. Nesin’den hiç değilse bir Orhan Pamuk çıkarmaya çalışıyor.

Bunu adeta bir saplantı haline getirmiş ve A. Nesin’in ifadelerini hep bu yönde zorluyor. C. Özakıncı’nın bize sunduğu A. Nesin profili gerçek değil.

C. Özakıncı bunu başaramamıştır. A. Nesin’den bir Alman ajanı, “ödül için halkını satan bir alçak” çıkmıyor, çıkamıyor.

Aziz Nesin, Aziz Nesin’dir.

 



2.549 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page