top of page

ÖLÜNÜN ÇEVRESİNDEKİ ÜÇ GRUP

DÜŞÜNCENİN ARKAGÜRÜLTÜSÜ (MIRILDANMALAR) kitabından


Bir yakınları öldüğünde insanların nasıl davrandığı az çok bilinir. Cenaze törenlerinde ölümün/ölünün etrafında üç grup insan vardır. En dışta ve en büyük kısmı oluşturan birinci gruptakiler ölüyle en ilgisiz olanlardır. Ölüyle herhangi bir manevi bağları yoktur. Cenaze törenine “bizim Tayfun’un amcası ölmüş, bi gitmek lazım.” diye gelenlerdir ve sadece bir tören için oradadırlar. Ellerinde cep telefonu, cenazeden hemen sonra gidecekleri markete, yarınki ihaleye ya da akşamki futbol maçına/diziye odaklanmışlardır. O sıradaki en büyük endişeleri uzağa park ettikleri arabalarına bir şey olma olasılığıdır. Cenazede olduklarına dair ölü evinden gerekli görsel belgeyi alır almaz (“başın sağ olsun” diye mutlaka gidip ölü yakınlarının elini sıkarlar) hemen ortadan kaybolurlar. Ölü onlar için yoktur, zaten hiç olmamıştır. Bu gruptaki insanlar için duygusal olarak bir cenaze töreninin bir gezme ya da halı saha maçından farkı yoktur. Ölüyü hatırlamazlar. Çünkü hatırlarına hiç gelmemiştir.


İkinci grup ölünün yakınları diye adlandırılan orta halkadır. “Bizim Tayfun’un amcası ölmüştü” ya, ikinci grup “bizim Tayfun’dur”. Ölüyle somut bağı olan ancak soyut bağı olmayan kişilerdir. Ölünün yakınları, ölüye de yakın dururlar. İçinde ağlayanlar ya da gerçekten üzülenler olabilir. Gömülene kadar cenaze töreninde beklerler ve hatta içlerinden ölü gömüldükten sonra imamın duasını bekleyenler de çıkar. Ölü için verilen Üç, Yedi veya Kırk yemeğine katılırlar ve ölünün mevlidinde mutlaka bulunurlar. Bu gruptakilerin bazılarının ölüyle kısıtlı bir manevi bağı vardır. Ama cenaze töreninde imam duayı bitirip son “amin”i dedikten sonra gider ve normal yaşamlarını sürdürürler. Bu gruptakiler, sonrasında ölü ile kesintili ve törensel bir ilişki kurar.


Üçüncü grup ise ölüyü gerçekten seven en yakınlarıdır. Kimdir bunlar? Bazen bu grupta kimse yoktur, çoğu kez sadece iki-üç kişidir. Bu grupta bulunma olasılığı en yüksek kişi ölünün annesidir. Çocukları öldüğünde genelde anneler, bazen babalar bu birinci grupta olabilir.

Bu gruptakiler, yakınlarının ölümüne hiç alışamayacak olanlardır ya da o ölüme alışamayacak birileri varsa onlar bu gruptakilerden çıkacaktır. Ölünün mezarına her gün gelenler vardır. Ölünün mezarından hiç ayrılmayanlar da görülür.

Hepimiz başkalarının hayatlarında zorunlu olarak birinci grupta zaten yer alırız; sosyal zorunluluklar nedeniyle bazen de ikinci grupta oluruz. Ancak bir ölümün en büyük yükünü üçüncü gruptakiler taşır. Normal bir insanın bilinç düzenekleri çoğu kez bu yükü tek başına kaldıramaz, bu nedenle dışarıdan yardım alır. İnançlar, dinsel törenler, anma günleri ve ölümün ardı sıra yapılan sosyal etkinlikler bu gruptaki bazı insanların yükünü hafifletebilir.

Ancak bir ölünün üçüncü grubu artık eski yaşamını sürdüremez çünkü sonraki bütün yaşamında o ölünün damgası vardır artık.

İnsan bilinci ölüm olgusuna karşı çok dayanıksızdır ve üçüncü gruptaki insanlar ölümle göz göze gelmiştir. Artık bu insanların yaşamlarını eskisi gibi sürdürmesi olanaklı değildir.

YANITLAMAMANIZ için size iki soru bırakayım:

1. Hangi insanların “üçüncü grubunda” yer alıyorsunuz?

2. Bir ölüye dönüştüğünüzde “üçüncü grubunuz”da kaç kişi var?




161 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page