Sunumda Geçen Bazı Başlıklar: *Kapitalizm bir cümle ile nasıl tanımlanabilir? *Henry Ford, elin yanında niçin beynin gelmesini istemez? *Sermaye için mide küçültme, el büyütme ne demektir? *Topluma sistematik olarak pompalanan kitap, kurum veya düşüncelerin ortak noktası nedir? *Türkiye’de çevreyi kirletenlerin TEMA Vakfı ile ilgisi nedir? *Akıl nasıl küçültülür? *Edebiyattaki üç hipnoz düzeyi nelerdir? *“Kültürel NATO” ne demektir? *CIA, Filipinler’de, Lübnan’da ya da Uganda’da niçin sanat dergisi çıkarır? *Kapitalist Blok, niçin yaratıcı yazarlık programları açar? *Türkiye’den hangi yazarlar, “komünizmle mücadele etmek” için kurulmuş yazarlık programına gitmişlerdir? *AB/ABD niçin Adana’daki eşcinsellerin sorunlarını kendine dert edinir? *AB/ABD’nin desteklediği vakıflar, niçin Türkiye’deki bazı kurumlara yüzbinlerce dolar/Euro verir? *AB/ABD tarafından fonlanan kurumların metinlerindeki ortak özellikler nelerdir? *Sosyal bilimler, sermaye için tehlikelerden nasıl arındırılır? *Maden işçisi bir erkek, iş kadını Leyla Alaton’u nasıl sömürmektedir? *Ağır sömürü sürecinde sermaye nasıl kadrajdan çıkarılır? *Toplumla ilişkisiz entelektüel iklim nasıl yaratılır? *“Zihin ithalatçılığı” nasıl yapılır, kavramlar nasıl değiştirilir? *“Kötü kavramlar”ın yerine getirilen “iyi kavramlar” hangileridir? *Muhalefet nasıl “sınıf körü” haline getirilir? *Sosyal bilimlerde topluma sunulan egemen düşünceler, ideolojiler üstü hakikatler midir? *Judith Butler’ın düşünceleri niçin 40 ayrı kanaldan yüzlerce üniversitede okutulmaktadır? *Türkiye’deki Marxistler ne kadar Marxisttir? *Bir toplumdaki egemen ideoloji kimin ideolojisidir?
*
İçinde yaşadığımız tekelci kapitalizm çağında nasıl ki faiz, kar, borsa gibi kavramlar vazgeçilmez iktisadi kalemlerse, ahmaklaştırma da vazgeçilmez bir iktisat ve kültür kalemidir. Nasıl ki kar olmadan, sermaye olmadan, faiz olmadan, emek sömürüsü olmadan, artı-değer gaspı olmadan tekelci kapitalizmden söz edilemezse ahmaklaştırma olmadan da tekelci kapitalizmden söz edilemez.
20. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren sermaye felsefeye el koymuştur. Buna rahatlıkla edebiyatı da ekleyebiliriz. Aklın ayaklar altına alındığı bu “Yeni Orta Çağ” düzeninde, size edebiyatta ve felsefede akılsızlığı öven ve önerenler “Yeni Orta Çağ”ın bir parçası, “Yeni Orta Çağ” vahşetinin bir üreticisidir. Bu tutum asla bir “sorumsuzluk”, “yanlışlık” ya da “bilinçsizlik” sonucu değildir.
