“Cübbeli Murat Belge Hocaefendinin müritleri için: ‘Linç nedir?’ ve ‘utanma kültürü’”
(1) başlıklı yazıma Sevan Nişanyan iki yanıt verdi.
Sevan Nişanyan: “Bir yerden sonra fikirmiş, özgürlükmüş, hakmış, hukukmuş boş laf oluyor. Bunları itlaf* etmek lazım.
(2)”
*
Sevan Nişanyan:
“Bunlar organize vurucu tim. Aptal değiller, görevliler. İtlaftan başka çare yok.”
S. Nişanyan’ın bir takipçisi: “Hocam faşistler gibi 'itlaf'tan bahsetmek size yakışıyor mu?”
S. Nişanyan: “çok” (3).
“İtlaftan başka çare yok.” yanıtını ilk beğenen kişi ise Ali Nesin oldu
(4).
*
Ali Nesin ve Sevan Nişanyan’ın benim için kullandığı “it”, “otistik”, “ruh hastası”, “ahlaksız”, “aşağılık”, “ajan”, “vurucu tim” gibi ifadeleri bir kenara koyalım.
Yazımda yalan, yanlış ya da iftira olan ne vardır? Yazdığım yazının içeriğiyle ilgili bir kelime bile yazmamalarına da girmeyelim.
Biri çıkıp “Sevan Nişanyan ve Ali Nesin itlaf edilmelidir” yazsaydı ne düşünürdünüz?
Tehdit ve hakaret etmeyi sadece Ali Nesin ve Sevan Nişanyan mı biliyor?
*
Yazının içeriğiyle ilgili tek bir satır yanıt vermeyip yazarını “ajan”, “faşist” ya da “hain” ilan etmek fazlasıyla ucuz bir davranıştır. Çünkü karşınızda bir “hain”, “faşist” ya da “ajan” varsa, onun yazdıklarının bir önemi yoktur.
Beni itham ettikleri her şeyi bizzat yaptılar: Ölümle tehdit, hakaret, ajan ilan etme, taraftarlarına hedef gösterme, her türlüsünden iftira…
*
“Sevan Nişanyan itlaf edilmelidir”, “Ali Nesin itin tekidir”, “Sevan Nişanyan ve Ali Nesin aşağılıktır, ajandır” gibi cümleler kurmak çok mu zordur?
Bunlar çok mu yaratıcı ifadelerdir?
Birine “it” demek için çok mu zeki olmak gerekir?
Aklımıza mı gelmiyor?
Bu hakaretleri etmek bana kaç kalori harcatır?
“İtlaf edilsin” ifadesini yazmak benim kaç saniyemi alır?
Böyle cümleleri aptallığımdan, eğitimsizliğimden, küfür bilmediğimden, korktuğumdan ya da zekâ eksikliğimden mi kurmuyorum?
Bu hakaretleri ağzı olan, konuşabilen her insan edebilir.
Hakaret etmek ve birini toplumun önünde ölümle tehdit etmek marifet değildir.
*
İtlaf ahlâkı
Bu bir tavır, yaklaşım ve ahlâk farklılığıdır.
Beğenmediği bir yazı karşısında Ali Nesin ve Sevan Nişanyan’ın tutumu budur: “Yazarı itlaf edilmeli”.
Onların ahlâkı budur. Bu ahlâkla aramızda çok temel bir karşıtlık vardır ve her zaman olmak zorundadır.
Bize düşen “demokrat”, “özgürlükçü”, “solcu”, “hümanist”, “çağdaş” görüntüsünün arkasındaki bu ahlâkı teşhir etmektir. Uğraşmaya gerek kalmadı; kendilerini gösterdiler.
Onların ahlâkı budur: İtlaf ahlâkı…
Onların ahlâkı, beğenmedikleri bir yazının yazarını, öldürülmesi için yandaşlarına hedef göstermektir.
Aynılar aynı yerde, ayrılar ayrı yerde.
*TDK sözlüğüne göre “itlaf”: Öldürme, yok etme, telef etme.
Taylan Kara
Kaynaklar:
Taylan hocam "Belgegiller" için yalan yanlış şeyler yazmanız (onlar için) hiç önemli değil. Hatta hakaret de edebilirsiniz. Küfür etseniz bu kadar kudurmazlar. En fazla bir iki mırın kırın eder unutup giderler. Bunların tahammül edemedikleri tek şey güçlü hafızası olan (veya arşive meraklı) insanlardır.
Sizde ikisi de mevcut. Hem kalkıp adamların (lafın gelişi) bütün aymazlıklarını, ihanetlerini, yanılgılarını bizzat kendi yazdıklarıyla ortaya koyun; hem de efendi efendi kabullenmelerini bekleyin. Adamların (!) yumuşak karnı Taylan hocam. Çok afedersiniz ana avrat düz gitmediklerine dua edin.
Yazıya konu soytarı da konuşacak organıyla sıçan, sıçması gereken organıyla konuşan bir terbiyesiz.