"Subcomandante Marcos, "Türkiye'de bir Kürt müdür?": Bir Çeviri Tahrifatı"
başlıklı yazıyla ilgili yazarlardan bir yanıt-açıklama gelirse olduğu gibi yayımlayacağımı belirtmiştim. Söz konusu kitabın yazarlarından Temel Demirer bir yanıt gönderdi. Yanıt hakkı ve okurlara karşı sorumluluk gereği bu yanıtı, hiçbir ekleme-çıkarma yapmadan OLDUĞU GİBİ ve YORUMSUZ olarak aktarıyorum.
Taylan Kara
TEMEL DEMİRER'İN YANITI
20 KÜSUR YIL ÖNCESİNE DAİR “ZORUNLU” BİR KAÇ SATIR
TEMEL DEMİRER
“İnsan bilmediği şeyi
sormak için bile, birçok şey
öğrenmiş olmalıdır.”[1]
Taylan Kara (@tktaylankara) arkadaş, 26 Ekim 2024 tarihli tweet’inde[2] “SUBCOMANDANTE MARCOS, ‘TÜRKİYE’DE BİR KÜRT MÜDÜR?’: BİR ÇEVİRİ TAHRİFATI” başlığıyla, yabancısı olunmayan bir “musahhihlik” (ya da malumatfuruşluk mu deseydik?) örneği sergilemiş.
i) Öncelikle Fikret Başkaya, Sibel Özbudun, Temel Demirer imzalı “Dünyanın Balkonundaki İsyancılar” başlıklı kolektif yapıtta sözü edilen bölüm tarafımdan kaleme alınmıştır.
Bu bağlamda ortada bir “soru(n)” var ise, muhatabı, sorumlusu sadece benim.
ii) Yapıtta (yayınlanmasından 20 küsur yıl sonra!) TK açısından “soru(n) addedilen”(!), “Türkiye’de bir Kürt” ifadesinin, “başka hiçbir metinde geçmediği”dir; örnek olarak da beş referans veriyor.
Devamla “Yazarların bu konuda yaptığı bir açıklamaya rastlamadım. Eğer böyle bir açıklama varsa bu yazıya eklemek benim ahlâki sorumluluğumdur. Bu konuda bir düzeltme ya da inandırıcı bir açıklama varsa bu yazıyı dikkate almayabilirsiniz. Bu yazıyı, böyle bir düzeltmeye rastlamadığım için yazıyorum. Bunu yazmak, bu tahrifatı teşhir etmek benim görevimdir,” diyor.
iii) TK, keşke neyin ne olduğuna dair sorusunu önceden sorup, sosyal medyada yayınladığı “YAZILMIŞ YAZISINA” eklemek konumunda kalmasaydı. Seçtiği, bir önyargıdır, kalem kırmaya heveskârlıktır.
iv) “İyi de mesele nedir?” derseniz; çok açık: ‘Neo-Liberalizme Karşı ve İnsanlık İçin Uluslararası Buluşma-Galaksiler Arası” başlıklı (1996) buluşma Chiapas’taki özgür alanlarda gerçekleştirildi. Buluşmaya ben Özgür Üniversite temsilcisi olarak gitmiştim. ÖDP’den de Mahir Sayın davetli katılımcı idi. Ayrıca Kürtler ile çeşitli Türkiyeliler de… “Bazen; susarak ettiğimiz laflar, konuşarak harcadığımız sözlerden daha çok şey anlatır,” ifadesindeki üzere Friedrich Engels’in…
El özet: Komutan Yardımcısı Marcos sözü edilen ifadeyi, “Ekonomi Masası”ndaki konuşmasında dillendirdi. (Ben de o masadaydım, “Anılar, kimsenin bizden alamayacağı tek mülkümüzdür,” sözü Jean Paul Sartre’ındı değil mi?)
v) Bunu nasıl “ispatlarım”(?) ya da “inandırıcı bir açıklama”(!) kaydı düşen TK’yı nasıl “ikna”(?) edebilirim?!
Mesela “Teori gri, yaşam yeşildir” desem ve “Müddei iddiasını ispatla mükelleftir,” diye hatırlatsam TK’nın “YAZILMIŞ YAZISINA” bir şey ifade eder mi?!
Benimki de, “METİN AÇIKÇA TAHRİF EDİLMİŞTİR,”[3] diyen TK’ya ilişkin bir önyargı mı? Sanmam…
vi) Kürtçe, “Ez ezım tû tuyé/ Ben benim sen sensin,” vurgusuyla hatırlatmalıyım: Coğrafyamız tarihinden asla ayrı ele alınmaması gereken Bizans yıkılırken, keşişler meleklerin cinsiyetini tartışıyorlardı ve Max Horkheimer’ın, “Teori ancak pratiğe hizmet ediyorsa gerçek anlamda teoridir,” uyarısından bihaberdiler.
vii) Bu kadar!
26 Mart 2024 17:35:52, İstanbul.
N O T L A R
[1] Jean-Jacques Rousseau.
[2] 14 Kasım 2023, https://twitter.com/tktaylankara/status/1772318422115688888/photo/1
Sayın Demirer,
Sayın Kara’nın yazısına yöneltmiş olduğunuz “musahhihlik”i “eleştirisini” anladım ama “malumatfuruşluk” nerede? Marcos’un yazdıkları ortada, sizin çeviri tahrifatınız ortada. Tahrifatı “Marcos sözü edilen ifadeyi, “Ekonomi Masası”ndaki konuşmasında dillendirdi” şeklinde gerekçelendirmek yerine, “çeviri aslına uygun olursa güzel, güzel olursa aslına uygun olmaz” mealindeki bir açıklama bile daha makul olabilirdi.
Bence Sayın Kara’nın açıklama göndermiş olduğunuz yazısı ve benzer yazılarında yapmış olduğu “musahhihlik “ değil, “malumatfuruşluk” hiç değil. Kalem kırmaya neden heveskarlık yapsın. Anladığım kadarıyla Taylan Kara’nın yapmaya çalıştığı "Ahlaken doğru olmayan hiçbir şeyin, siyaseten doğru olamayacağının" vurgulanmasıdır. Teşbih doğruysa, kendi veya yandaşı olduklarının çıkarı için dine eklemeler yapan her dinden ruhban sınıfı “bi’dat”çılarının “günah”larını teşhir etmektir.
Bu zannedilenin aksine basit bir “tashih” işi veya Bizans yıkılırken, keşişleri meleklerin cinsiyetini tartışması değil. Çünkü “Bizans”ın…
Köpeksiz köyde değneksiz gezmeye o kadar alışmışlar ki, açıklama metninin de sorunlu olduğunun farkında değil veya umursamıyor.
Madem metnin orijinalinde yok ve bunu bir toplantıda duydun. O halde sayfanın hemen altına dipnot (veya aranot) olarak yazacaksın. "Şu tarihte şu toplantıda ve şu katılımcıların olduğu ortamda bu laf edildi" bu kadar basit.
Hem en temel yazım kurallarından birini ihmal edeceksin hem üst perdeden üslupla açıklama yapacaksın. Hadi oradan.