top of page

KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ GERÇEKLİK VE BABİL KULESİ

Kısa Başlıklar

*Kişiselleştirilmiş gerçeklikte, özne ile nesnenin ilişkisi tamamen kopmuştur.


*21. yüzyılda gerçeklik diye kalmış olan şey “kişiselleştirilmiş gerçeklik”tir.


*Aynı şeye bakıp birbiriyle tamamen ilgisiz bambaşka şeyler görmek toplumsallığın asgari koşulunu ortadan kaldırır.


*Ortaklıkları değil farklılıkları öne çıkardığınızda, öne çıkarmakla kalmayıp altını çizdiğinizde, vurguladığınızda ve bir süre sonra sadece ve sadece bunu tanımladığınızda, insanın toplumsallığının koşulları ortadan kalkar.


*

Babil Kulesi Efsanesi, semavi dinlerin kutsal kitaplarında ve birçok başka metinde geçen yaygın bir efsanedir.

Pieter Bruegel’in Babil Kulesi resmi (1)

*

Tevrat’ta şöyle geçer:

Başlangıçta dünyadaki bütün insanlar aynı dili konuşur, aynı sözleri kullanırlardı…

Sonra, "Kendimize bir kent kuralım" dediler, "Göklere erişecek bir kule dikip ün salalım. Böylece yeryüzüne dağılmayız." Rab insanların yaptığı kenti ve kuleyi görmek için aşağıya indi ve şöyle dedi: "Tek bir halk olup aynı dili konuşarak bunu yapmaya başladıklarına göre düşündüklerini gerçekleştirecek, hiçbir engel tanımayacaklar. Gelin, aşağı inip dillerini karıştıralım ki birbirlerini anlamasınlar." Böylece Rab onları yeryüzüne dağıtarak kentin yapımını durdurdu. Bu nedenle kente Babil adı verildi. Çünkü Rab bütün insanların dilini orada karıştırdı ve onları yeryüzünün dört bucağına dağıttı.(2)

*

9. yy İslam tarihçilerinden El-Tabari'nin Peygamberler ve Krallar Tarihi adlı eserinde hikâyeye göre Nemrut Babil'de bir kule inşa ettirir. Tanrı inşa edilen bu kuleyi yıkar ve o zamana kadar aynı dili konuşan insanların dilini böler ve 72 dile ayırdığını belirtir.

Yahudi ve Hıristiyan kaynaklara göre Nuh'un oğulları Büyük Tufan'dan sonra Sümer’e yerleşmiş, burada şehir ve göklere kadar yükselen bir kule yapmak istemişlerdir. Efsaneye göre Tanrı kendisine ulaşmaya çalışan insanların kendini beğenmişliğine, kibirli olmalarına kızar ve o zamana kadar tek dil konuşmakta olan insanların dillerini karıştırarak birbirlerini anlamalarını engeller (3).

Değişik çeşitleri olsa da hepsinde ortak olan son şudur: Kulenin bitmemesi için tanrı, çalışanların dillerini değiştirmiş ve birbirlerini artık anlamamalarını sağlamıştır. Her işçiye ayrı bir dil vermiş ve kimse kimseyi anlamadığı için inşaat durmuş.

*

Bu hikâyeyi yorumlarken çoğu yerde vurgulanan şey “insanların tanrıya ulaşma amacı”, “insanın kendini beğenmişliği”, “tanrının kibri cezalandırışı” gibi unsurlardır. Oysa tanrının insanları engelleme tarzı üzerinde fazla durulmaz. Bu metinde tanrının insanlara verdiği cezaya bakarak, insanların yaptığı işte başarılı olma nedenini de anlayabiliriz.

Bu efsaneye göre insanlar bir kule inşa etmek ister ve bu amaçlarına büyük ölçüde ulaşırlar. Başarılı olmalarında ve kuleyi yapmak için örgütlenmelerindeki kilit unsur, birbirlerini anlayabilmelerini olanaklı kılan ortak bir dillerinin olmasıdır.

Tanrı insanları tam da başarılı olmalarındaki bu kilit unsuru yok ederek cezalandırıyor.

İnsanların ortak noktaları yok edilince amaçları ve örgütlülükleri de yok oluyor.

Her toplum belli ortaklıklar üzerine kuruludur. Bir topluluğun, toplum olmasının ön şartı asgari ortaklıklardır. Biri bir nesneyi işaret edip “masa” dediğinde karşıdakinin de bu sözcükten aynı şeyi anlaması dolaylı olarak yapılmış bir sözleşme, bir ortaklıktır.

Gerçekliği kişiselleştirdiğinizde, bu ortaklıkların zemini ortadan kalkmış olur.

*

Kişiselleştirilmiş Gerçeklik

21. yüzyılda gerçeklik diye kalmış olan şey “kişiselleştirilmiş gerçeklik”tir. Burada kast edilen şey öznellik değildir. Bir çiçeğe bakıp bu çiçek hakkında farklı yorumlar yapmak, birinin güzel bulduğunu diğerinin çirkin bulması elbette mümkündür. Ama bir çiçeğe bakıp “bu masadır” demek ya da birinin masa dediğine diğerinin deniz demesi öznellik değildir. Ne kadar esnek olursa olsun, öznel yorumların nesnesi ile bir ilişkisi vardır. Kişisel farklılık ya da farklı bakış açıları, aynı olguda kaçınılmaz olarak bazı kesişmeler içerir.

Kişiselleştirilmiş gerçeklikte, özne ile nesnenin ilişkisi tamamen kopmuştur.

Günümüzde popüler hâle gelen “post truth” kavramı kısmen açıklayıcı olsa da birey ölçeğinde her şeyi kapsamamaktadır.

“Kişiselleştirilmiş Gerçeklik”te göz önünde olan bir olaya bakan kişilerin her biri, o olayı kendine göre tanımlar. Yapılan bu tanımların ne nesnesiyle ne de bir diğeriyle ilişkisi vardır. Kişiselleştirilmiş gerçeklikte aralarında hiçbir geçişkenlik olmayan, hiçbir unsurunun diğeriyle kesişmediği farklı “gerçeklik evrenleri” söz konusudur.

“Çifte ekran televizyon” adı verilen bir televizyon çeşidi üretilmiştir. Bu tip televizyonların ekranında iki farklı program aynı anda oynamaktadır. İki kişi, iki ayrı gözlük kullanarak aynı ekranda iki farklı programı izleyebilmektedir. Tek bir televizyonun tek bir ekranında bir kişi maç seyrederken diğeri aynı anda aynı ekrandan film seyredebilmektedir. İki kişi aynı ekrana bakarak bambaşka iki şey görmektedir. Aynı ekrana bakarak biri futbol maçında atılan gole sevinirken diğeri dizi filmdeki duygusal bir sahneye üzülmektedir.




Aynı şeye bakıp birbiriyle tamamen ilgisiz bambaşka şeyler görmek toplumsallığın asgari koşulunu ortadan kaldırır. (4)

Ortaklıkları değil farklılıkları öne çıkardığınızda, öne çıkarmakla kalmayıp altını çizdiğinizde, vurguladığınızda ve bir süre sonra sadece ve sadece bunu tanımladığınızda, insanın toplumsallığının koşulları ortadan kalkar. Oysaki insanlar arasındaki ortaklıklar bir maraz değil, toplumsal varlığının olmazsa olmaz koşuludur.


Düşüncenin Arkagürültüsü (Mırıldanmalar) kitabından



Kaynaklar

1. https://en.wikipedia.org/wiki/The_Tower_of_Babel_(Bruegel)#/media/ File:Pieter_Bruegel_the_Elder_-_The_Tower_of_Babel_(Vienna)_-_Google_Art_Project_-_edited.jpg (Erişim tarihi: 06. 12. 2021)

2. Kitabı Mukaddes, Yaratılış 11 https://kutsalkitap.info.tr/?q=yar%2011 (Erişim tarihi: 06. 12. 2021)

3. https://www.tarihiolaylar.com/tarihi-olaylar/babil-kulesi-319 (Erişim tarihi: 06. 12. 2021)

4. https://www.youtube.com/watch?v=e4Jh_va8Y0I (Erişim tarihi: 06. 12. 2021)

238 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page