top of page

AKILSIZLAŞTIRMANIN İŞLEVLERİ

  • 10 Mar
  • 4 dakikada okunur

Ezenlerin elindeki en etkili silah, ezilenlerin aklıdır.

Steve Biko

 

Özet:

Kapitalizmi gündelik bir dille anlatmak için sadece bir cümle kurma hakkı verilseydi bana göre o cümle bu olurdu:

Ne zaman bir çift el arasam, bir beyinle birlikte gelirler.

Kapitalizmi bir tek cümleyle en iyi açıklayan, dünyanın sayılı kapitalistlerinden biri olan Henry Ford’tur.

*

Bir kapitalist, eli olabildiği kadar büyütmek, hünerli hale getirmek ve uzun zaman çalıştırmak ister. Bütün bunlar olurken de hiçbir itiraz olmaması için de bunların fark edilmesini istemez.

O halde bu çıkarımı bir kapitalistin doğal amacı olarak yazabiliriz:

Çok büyük bir el, olabilecek en büyük el.

Çok küçük bir mide, mümkünse hiç olmayan bir mide.

Çok küçük bir beyin, mümkünse hiç olmayan bir beyin.

**


Kapitalizm nedir? Bu soruyu en kısa yoldan mümkünse bir cümleyle nasıl yanıtlayabiliriz?

“Kapitalizm” kavramı çok yüklü bir kavramdır. Üzerine abartısız milyonlarca sayfa yazı-kitap yazılmıştır.

Ancak kapitalizmi gündelik bir dille anlatmak için sadece bir cümle kurma hakkı verilseydi bana göre o cümle bu olurdu:

Ne zaman bir çift el arasam, bir beyinle birlikte gelirler (1).

Kapitalizmi bir tek cümleyle en iyi açıklayan, dünyanın sayılı kapitalistlerinden biri olan Henry Ford’tur.

Henry Ford
Henry Ford

 (2)

Henry Ford, wikipedia’da “sanayici, iş adamı ve hayırsever” olarak tanımlanmaktadır.

*

Hiçbir kapitalist nedense kendini “kapitalist” olarak tanımlamamaktadır; bunun yerine “işadamı”, “girişimci”, “finansör”, “yatırımcı”, “fabrikatör”, “patron”, “milyarder”, “hayırsever” gibi sözcükler kullanmayı tercih etmektedirler.

 

(3)  


(4)

 

 

(5)  

(6)

 

(7)

Yukarıda John. D. Rockfeller, Bill Gates, George Soros, Vehbi Koç, Sakıp Sabancı gibi dünyanın ve Türkiye’nin önde gelen kapitalistlerinin wikipedia’daki sayfaları görülmektedir.

Entrepreneur: Girişimci

Business magnate: İş adamı

Investor: yatırımcı

Business tycoon: İş adamı

Philanthropist: Hayırsever

 

Bu özgeçmişlere bakıldığında içlerinde bir tane bile kapitalist yoktur(!).

H. Ford ne arıyor?

Bir çift el; sadece bir çift el.

Elin yanında ne geliyor? Beyin.

El bir bedene bağlı olarak geliyor; yani elin yanında bir beyin ve bir mide de geliyor.

O halde bu cümleyi şöyle zenginleştirelim:

“Ne zaman bir çift el arasam, bir beyin ve bir mide de gelir.”

Bu cümlede üç unsur vardır:

El, Mide ve Beyin…

H. Ford’u, “cisimleşmiş kapitalizm”, onun dünyaya bakışını da rahatlıkla “kapitalizmin dünya tasarımı” olarak düşünebiliriz.

 H. Ford ya da aynı anlama gelmek üzere kapitalizmin istediği şey nedir? El, yani emek. (Burada kol emeği- kafa emeği ayrımı ve tartışmasına girilmeyecektir. )

H. Ford el arıyor ancak istediği bir çift elin yanında, istemediği hâlde gelen iki şey var:

Mide ve beyin…

Beyin ve mideyi, elin bir yan ürünü ya da bedeli olarak düşünebiliriz.

*

Hesiodos’un İşler ve Günler kitabında şöyle bir ifade geçer:

"Siz ey kırlarda yatıp kalkan çobanlar,

Dünyanın yüz karası zavallı yaratıklar!

Sizler ki hep birer karınsınız sadece… (8)

*

“Karınlarından oluşmuş insanlar”

 Bunu mide olarak anlayabilirsiniz. Hesiodos’un yaşadığı çağlarda (MÖ 7. Yüzyıl) insan, mide olarak görülüyordu; bir yemek öğütücüsü, sadece bir tüketim kalemi…

O çağlarda el, henüz tanımlanmamıştı. Piramitleri yapan on binlerce köle, bütün o antik kentleri yapanların hiçbirinin tarihte kaydı yoktur.

 

(9)

Yukarıda Khufu ya da Keops piramidi olarak adlandırılan piramidin fotoğrafı görülmektedir. Bu piramit firavun Khufu adına yapılmış ve onun adıyla anılır ama Firavun Khufu, bu piramidin bir tek taşını bile şuradan alıp şuraya koymamıştır. Piramidi yapan on binlerce insanın adlarını, nasıl yaşadıklarını, ne düşündüklerini, neler hissettiklerini bilmiyoruz. Bunların hiçbirinin kaydı tutulmamıştır.

*

H. Ford yaşasaydı ve ona nasıl bir el istediğini sorsaydık bize ne derdi? Yanıtı muhtemelen şu olurdu:

Büyük çok büyük bir el…

Peki ya yanında gelenler nasıl olmalı? Mümkünse hiç olmayan ya da olacaksa da olabildiği kadar küçük bir mide ve beyin…

H. Ford niçin elin yanında beynin gelmesini istemez?

Beyin bilinçlilik hâlidir. Bilinç farkındalıktır. Kompleks canlılarda çeşitli düzeylerde farkındalıklar vardır. Ama insanda farklı olarak kendine yönelik bir farkındalık da vardır.

İnsan farkındalığının da farkındadır. Bütün bunlar beyinle olur. Farkındalığın tıbbi karşılığı oryantasyondur.

Üzerinde konuştuğumuz konuya bağlarsak, elin ve midenin boyutu beyinle, farkındalıkla, bilinçle anlaşılır. Oryantasyon ya da farkındalık olmazsa elde ya da midedeki boyut değişiklikleri anlaşılamaz. Bu da ancak hani şu H.Ford’un elin yanında gelmesinden şikayet ettiği organ olan beyinle mümkündür.

*

Bir kapitalist, eli olabildiği kadar büyütmek, hünerli hale getirmek ve uzun zaman çalıştırmak ister. Bütün bunlar olurken de hiçbir itiraz olmaması için de bunların fark edilmesini istemez.

O halde bu çıkarımı bir kapitalistin doğal amacı olarak yazabiliriz:

Çok büyük bir el, olabilecek en büyük el.

Çok küçük bir mide, mümkünse hiç olmayan bir mide.

Çok küçük bir beyin, mümkünse hiç olmayan bir beyin.

Burada kısaca el ve mideden söz ettikten sonra özellikle beyinden, beynin küçülmesinden söz edilecektir.

*

  

(10)

 

Mide küçültme operasyonu

Sermaye için mide küçültme daha farklıdır. Çalışanların maliyetinin azaltılması olarak düşünebiliriz.

Örneğin ücretlerin düşürülmesi, çalışma saatlerinin artması, emeğin ucuzlaması, sigortasız çalıştırma, sendikaların ve örgütlenmenin yasaklanması, , çocuk çalıştırma, asgari ücretin yarısına Suriyeli mülteci çalıştırılması ya da üretimin ücretlerin daha düşük olduğu yerlere kaydırılması vs.

Bir fabrikanın maliyetini azaltmak için İstanbul’dan sökülüp işçilerin günlüğü yarım dolara çalıştığı Uzak Doğu’ya taşınması bir mide küçültme müdahalesidir.

 (11)  (12)

Maliyetleri azaltmak için çocuk işçilerin çalıştırılması sermaye için bir “mide küçültme” hamlesidir. Yukarıda küçük ya da küçültülmüş mideler görülmektedir.

*

El büyütme

Üretim sürecinde beceri ve verimliliğin artması, teknolojik gelişim ya da uzmanlaşma birer el büyütme hamlesidir. Örneğin Taylorizm, bir el büyütme müdahalesidir.

Bir işçinin daha fazla üretmesine neden olan her şey sermaye açısından el büyütmedir.

*

Sermayenin genel yönelimi elin giderek büyümesi, midenin ve beynin giderek küçülmesidir.

Bu 3 dönüşümü yapan, hızlandıran her şey sermaye için iyidir.

Şöyle bir ön yargı ileri sürülebilir:

Sermayenin açıkça hakim olduğu dünyanın şu anında sistemin teşvik ettiği, topluma pompaladığı, uyguladığı her şey bu 3 ünden en az birisini sağlamaktadır.

Topluma pompalanan her şey: ya el büyütür

Ya mide küçültür

Ya da beyin küçültür.

Bundan %90 emin olabiliriz.

Tekelci kapitalizm de boşluk yoktur. Tekelci Kapitalizm, birçok başka farklılığın yanı sıra kapitalizmin boşluksuz halidir.

Bayram değil seyran değil bu niçin öne çıkarılıyor? Sorulması gereken soru budur.

Kendi alanlarında sistematik olarak öne çıkarılan, teşvik edilen kitap, kurum ya da eserler yüzeysel olarak bile incelense, büyük bir kısmında bu meşru sorunun oldukça açık yanıtları kolayca görülebilir.

Yuval Noah Harari’nin Sapiens kitabı, Hasan Ali Toptaş romanları, Antonio Negri ve Michael Hardt’ın İmparatorluk kitabı gibi kitaplar da buna dahildir.

Parlamentosundan çıkan bir yasasından netfliksinde yayımlanan dizisine, çevre örgütü diye her yerde göze sokulan kurumundan nereye baksanız gördüğünüz kitaba, çok satan kitabından, muhalif diye sunulan felsefesine kadar birçok örnek verilebilir.

Sermaye, 1 sentini bile boşa harcamaz.

Devamı var

*

Sunumu için:

Yakın Tarihte Aklın İmhası 3: Akılsızlaştırmanın İşlevleri


EDEBİYATLA AHMAKLAŞTIRA FELSEFEYLE ÇÖKERTME 4. CİLT



Taylan Kara

Comments


bottom of page