top of page

ÇEVREYİ KİRLETENLERİN TEMA'da İŞİ NEDİR?

Güncelleme tarihi: 28 Oca

Özet:

Türkiye’de çevre kirliliği yapmakla, doğayı geridönüşsüzce tahrip etmekle suçlanan kurum ya da isimleri listeleyin. Sonra da TEMA’nın yönetimine, mütevelli heyetine, destekçilerine bakın. Şaşırtıcı bir örtüşme göreceksiniz.

*

TEMA'nın, doğaya ve çevreye zarar verenlerle mücadele edebilmesi için her şeyden önce kendi kurucuları, yöneticileri ve destekçileriyle mücadele etmesi gerekir (!).

*

Toplumdaki iyi niyetli ve duyarlı insanların çevre ve doğa duyarlılığı bu kanala akmakta, çevreyi ve doğayı kirleten nedenler böylece görünmez olmaktadır.



Türkiye’de çevre koruma denince akla hemen “Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı” kısaca TEMA adlı vakıf gelir. Çevre duyarlılığı olan insanların yönlendiği, yönlendirildiği, halkın belleğine yerleştirilmiş ve çevreyle özdeşleşmiş bir kurumdur TEMA. Okullarda TEMA için bağış toplanır. Bankamatikten para çekerken bile “bir tıkla TEMA ya bağış yapar mısınız?” diye bankamatik menüsünde olan bir kurumdur. Toplumdaki çevre duyarlılığı sistematik olarak buraya aktarılır ve çevre ile özdeşleştirilmiş imajı topluma yıllardır pompalanır.

Bu durum kendi başına bir şüphe konusudur.

TEMA’nın kurucu üyelerine baktığımızda Türkiye’nin en büyük sermayedarlarının isimlerini görürüz:

Vehbi Koç, Rahmi Koç, Sakıp Sabancı, Halis Komili, Osman Kavala, Ülker Holding, Borusan Holding, Türkiye Gazetesi’nin eski sahibi Enver Ören vs.



TEMA’nın mütevelli heyetine baktığımızda da tablo değişmez: Osman Kavala, Cumhuriyet gazetesi yazarı CHP milletvekili Mustafa Balbay, Halis Komili, Faruk Eczacıbaşı, İş bankası Genel Müdürü Ersin Özince, Aydın Doğan, Cem Boyner…



TEMA ile işbirliği yapan ya da onu destekleyen kurumlara baktığımızda Türkiye’nin en büyük şirketlerinin bir listesini görürüz:

İşbankası,

Garanti Bankası,

QNB bank,

Ford Otomotiv,

NTV,

Ülker holding,

Arçelik,

Özdilek,

Sütaş,

Taç,

Tekfen Holding,

LC Waikiki vs.


TEMA Vakfının resmi internet sitesinde bir dakikalık bir inceleme bile yapsanız göreceğiniz şey Türkiye’deki büyük sermayenin bir panaromasıdır. Laik ya da muhafazakar diye adlandırılan bütün büyük sermayenin tam listesidir gördüğünüz.

Başka ne görürsünüz?

Türkiye’de çevre kirliliği yapmakla, doğayı geridönüşsüzce tahrip etmekle suçlanan kurum ya da isimleri listeleyin. Sonra da TEMA’nın yönetimine, mütevelli heyetine, destekçilerine bakın. Şaşırtıcı bir örtüşme göreceksiniz.

Bazı örnekler verelim.


Haberde “Kastamonu’daki Loç Vadisi’de hidroelektrik santrali yapan şirketin sahibinin TEMA’nın Mütevelli Heyeti’nde yer aldığı belirtilmektedir.

Gerçekten de şirketin sahibi Orhan Yavuz ismi, TEMA’nın resmi internet sitesinde mütevelli heyeti listesinde görülmektedir.




İşin tuhaf olan tarafı ise TEMA’nın açıklamasında, söz konusu olan HES’i “Loç Vadisindeki HES katliamı” olarak nitelemesi ve bu HES’e karşı olduğunu açıklamasıdır.

Ancak onların deyimiyle söylersek “bu katliamı” yapan şirket, bizzat kendi kurucu üyelerinden birinin şirketi olup bu kişi halen TEMA’nın mütevelli heyetinde yer almaktadır.

*

TEMA ile ilgili tek tuhaflık bu değildir.


Yine aynı internet sitesindeki habere göre Erzurum Aksu vadisine yapılmak istenen HES, TEMA mütevelliler heyeti üyesi Asım Kocabıyık’a ait Borusan Holding tarafından yapılmaktadır.




Daha da tuhafı TEMA vakfı, bu HES’e de karşı olduğunu açıklamakta ve “bu konuda mücadelesini sürdürdüğünü” iddia etmektedir!






TEMA Vakfı, “mücadele etmeye devam ettiğini ifade ettiği” HES’i yapan Borusan Holding ve sahibi Asım Kocabıyık ile oldukça yakın ilişki içinde olup defalarca ortak projeler yürütmüştür.



TEMA, “mücadelesini” başka yerde değil de kendi kurucuları ve mütevelli heyeti içinde sürdürse çok daha etkili sonuçlar alabilirdi; tabii ki bu “hangi sonuçları” almak istediğinize göre değişebilir.

*

İstanbul Mimarlar Odası Genel Sekreteri Sami Yılmaztürk’ün ifadesi şöyledir:

Mimarlar Odası KOÇ Üniversitesi yapısının binlerce ağaç kesimine neden olacağı söyleyip dava açtığında karşımıza iki dilekçe çıkmıştı, TEMA ve bir mimar; TEMA Koç üniversitesinin ormana zarar vermediğini, tam tersine koruma kullanma dengesi içinde koruyucu yanının olduğunu özetle söylemekte idi. Merak eden Mimarlar Odası arşivinden belgelere ulaşabilir.”





Koç grubu ile TEMA Vakfı arasında oldukça güçlü bağlar olması sürpriz değildir.

*


Yukarıda TEMA bağışçıları listesinde geçen bankaların bazıları, 3. 7 milyon ağacın kesildiği, yarattığı çevre tahribatıyla gündeme gelen son yılların en büyük ve en tartışmalı projelerinden Kuzey Marmara Otoyolu projesinin finansmanını sağlayan kuruluşlardır.

https://www.3kopru.com/haberler/3-KOPRU%E2%80%99NUN-PROJE-FINANSMAN-SOZLESMESI-IMZALANDI/19#:~:text=3.%20Bo%C4%9Faz%20K%C3%B6pr%C3%BCs%C3%BC%20ve%20Kuzey,.%C5%9E.'nin%20kat%C4%B1l%C4%B1m%C4%B1%20ile

(Ali Hakkı aracılığıyla "Yeşil Öfke" sayfasından alıntıdır)

*

Bu haberleri göz önüne alırsak, Türkiye’de çevreyi kirleten, ağaçları kesen, doğayı tahrip eden kişi ve kurumları görmek için TEMA’nın yönetimine ve bağışçılarına bakmak oldukça bilgilendirici olacaktır.


*

TEMA Vakfı ile son bir bilgi, Yaşar Okuyan’ın “O yıllar” adlı anı kitabından aktarılacaktır. 1980’den önce MHP Genel Başkan Yardımcılığı yapan Yaşar Okuyan, kitabında TEMA’nın kurucu başkanı Hayrettin Karaca hakkında şunları yazmaktadır:

1977 seçimlerinde İstanbul’da iş dünyasıyla buluşmamızı da Berker İnanoğlu ve Mete Has sağladı... Hatta 12 Eylül’de o dönem partiye yapılan bağışlar iddianamede yer aldı. Birçok iş adamının ismi bağış yapanlar arasında geçti. AKSA’nın sahibi Ali Dinçkök o dönem 85 bin Lira yardım yapmış görünüyordu. Sadık Özgür 150 bin Lira, Üzeyir Garih 50 bin Lira, Tevfik Ercan 200 bin Lira, Hayrettin Karaca 50 bin Lira, İbrahim Bodur 200 bin Lira.




Bu kitap 2010 yılında yayımlanmıştır ve bu ifade yalanlanmamıştır. Yaşar Okuyan da hala hayattadır.

*

Açtığımız parantezi kapatıp ana konuya dönerken şunu vurgulamak gerekir:

Hiçbir şey, hiçbir kurum, yazar, felsefe ya da edebiyat akımı boş yere topluma pompalanmaz; topluma sistematik olarak aşılanan her şeyin mutlaka bir işlevi vardır.

TEMA’yı da bu çerçevede ele almak gerekir.

TEMA'nın, doğaya ve çevreye zarar verenlerle mücadele edebilmesi için her şeyden önce kendi kurucuları, yöneticileri ve destekçileriyle mücadele etmesi gerekir (!).

Toplumdaki iyi niyetli ve duyarlı insanların çevre ve doğa duyarlılığı bu kanala akmakta, çevreyi ve doğayı kirleten nedenler böylece görünmez olmaktadır.


Edebiyatla Ahmaklatırma Felsefeyle Çökertme 4. cilt


Taylan Kara



2.181 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page